Yolculuğun başlangıcından başlayalım. Denize olan tutkunuzu ve şirketinizin kuruluş hikayesini bizimle paylaşır mısınız? Lüks yat endüstrisine girmeniz için size ne ilham verdi ve şimdiye kadarki yolculuğunuz nasıldı?

Her şey 1978 yılında, küçük tekneler ve kamp malzemeleri satan yeni bir şirketin çalışanı olarak işe girmemle, neredeyse tesadüf eseri başladı. Birkaç yıl sonra, bana önerilen karar verici bir rol ile kurumsal yapıya katılma fırsatını değerlendirerek kampçılığı bırakıp yatçılık işini geliştirdim. 

Yatçılığa olan ilgim ve tutkum, şirketin tek sahibi olma hırsını gerçekleştirmenin bir yolu ve motivasyonuydu; bu hırs da 1990’ların sonlarında olgunlaştı. Her geçen yıl daha da motive edici sonuçlar elde ederek, önde gelen tersanelerin bayilikleri vasıtasıyla bugünlere geldik.

40 yılı aşkın süredir denize olan tutkunuzu paylaşıyorsunuz. GPY Marine sizin için gerçekten ne anlama geliyor?

1980’li yıllarda lüks yat algısı bugünkünden tamamen farklıydı, ancak 1990’lı yılların sonlarında Cantieri GOBBI’nin bayiliği ile başladık ve ardından 15 yıl daha Azimut ailesinin bir parçası olduk. 2015 yılı ise Ferretti Group yatları ve Sirena Yachts ile değişim yılı oldu. Sirena Yachts ile elde edilen sonuçlar ve 2022 yılından bu yana bölgenin ayrıcalıklı konumu, bizi yalnızca Sirena Yachts’a odaklanmaya teşvik etti.

Bu da, bana mutluluklar ve üzüntüler yaşatan, ama aynı zamanda kararlılıkla devam etme motivasyonunu da hiç kaybetmediğim, adanmışlıkla yürütülen bir profesyonel yaşamın anlamlı sonucudur. Gelecek nesillere, başlangıçta tek bir hedefi olan bir projeyi sürdürme fırsatı sunabilme hayalimin gerçekleşmesine beni götüren araç işte buydu: nesiller arası süreklilik. Granai Prestige Yachting’in kısaltması olan GPY, hem benim dönemimde hem de John’un döneminde bir arada var olabilmek ve tam olarak aile soyadını taşıyabilmek için o dönemde tasarlanmıştı.

Müşterilerinize GPY’yi diğer bayilerden ayıran ne gibi benzersiz hizmetler ve deneyimler sunuyorsunuz? Tekliflerinizi müşterilerinizin özel ihtiyaç ve isteklerini karşılayacak şekilde nasıl uyarlıyorsunuz?

Yat sahiplerinin güvenebileceği şey, bir yandan yaklaşık 50 yıllık deneyim, diğer yandan da çeşitli ihtiyaç alanlarında günümüzün çeşitli olasılıklarına ilişkin öneriler, fikirler ve trendler getiren “genç” bir ekibin yenilikçiliği ve becerikliliğidir. Konfigürasyonun ilk aşamasından itibaren, en uygun tercihleri en iyi şekilde tavsiye etmek veya önermek için tekne sahibinin tekneyi nasıl kullanmayı planladığını anlamak önemlidir.

“İtalyan dokunuşu” genel olarak trendler ve yenilikler anlamına gelir. Lüks yat endüstrisinde özellikle heyecan verici bulduğunuz en son trendlerden ve yeniliklerden bazıları nelerdir? Şirketiniz bu trendlere nasıl uyum sağlıyor veya bu trendleri nasıl bünyesine katıyor?

Tarihsel dönemin kendisi çok sayıda çözüm sunuyor, ayrıca internet ve bilgi edinme kolaylığı, çoğu zaman yat sahiplerinin güncel eğilimler hakkında çok fazla bilgiye sahip olduğu anlamına geliyor. 

Bu nedenle, sosyal medyanın yanı sıra, elbette, yeni olanı anlamak, özümsemek, ve sonra bunu paydaşlarımızla birlikte aktarmak veya değerlendirmek için mümkün olduğunca çok sayıda tekne fuarına katılmaya ve ziyaret etmeye çalışıyoruz; çünkü tek bir çözüm veya yeni cihaz tüm tekne sahiplerinin ihtiyaçlarını karşılayamaz. Örneğin, lityum piller ve “Otel modu”, su oyuncakları ve ev otomasyonu gibi kavramlar sıkça karşımıza çıkıyor.

Sirena Yachts ile yollarınız nasıl kesişti?

O zamanlar neredeyse hiç beklenmedik bir anda, on yıl kadar önce Düsseldorf’taki bir fuarda, Sirena Marine’de uzun zamandır birbirimizi tanıyor olmamıza ve ikimizin de Azimut Yachts’ta farklı rollerimiz olmasına rağmen böyle bir şey oldu diyebilirim.