Leros’ta Ne Var?

Leros’ta Ne Var?

Güney Ege’de küçük ve ücra bir Yunan adası olan Leros, kısıtlı olanaklarıyla bir turizm trendi haline gelme öyküsü yazıyor. Son beş yıldır adayı ziyaret eden turist sayısı arttığı gibi birçok yabancı aile de mesken olarak Leros’u tercih etmeye başladı. Peki Leros’ta ne var? Bu çekiciliği nereden geliyor?

Önemli Noktalar

Her gün gerek diğer adalardan gerekse yakın Türkiye kıyılarından Aya Marina limanına yanaşan deniz otobüslerinden binlerce turist iniyor. Bir kısmı günü adada geçirip dönüyor, bir kısmı birkaç gün kalmayı tercih ediyor. Bu binlerce kişiden sadece birkaçı ise orada geçirdiği kısa zaman sona erdiğinde ancak gönlünün bir kısmını bırakarak dönebiliyor. Bu ziyaretçiler arasında küçük bir anket yapıp “Leros’ta ne var?” diye sorulduğunda yanıtların büyük çoğunluğu “Leros’ta hiçbir şey yok.” oluyor. Aynı soruyu adaya âşık olup sürekli orada zaman geçirmeyi tercih edenlere sorduğunuzda da farklı bir yanıt alınmıyor. Yani sevmenin ve sevmenin sebebi aynı: Hiçbir şey olmaması.

Doğal Bir Liman Küçük Bir İç Deniz.

Önce Leros’ta olmayanları sayalım. Markalı ürünler satan şık butikler yok örneğin. Beş yıldızlı bir otel bile bulunmuyor. Havuzlu oteller, beach club’lar, diskotekler, çıldırasıya eğlence, müzik, jet ski, paraşüt gibi deniz eğlencesi araçları, uzun kumsallar, DJ partileri, sanat galerileri, turneye çıkan sanatçıların konserleri, şık restoranlar, tasarlanmış kafeler vb. yok. Santorini ya da Mikonos’u andıran piktoresk, tipik Yunan adası manzaraları da yok. 

Hatta adanın çoğu yerinde Kiril alfabeli tabelaları kaldırsanız fotoğraflara bakarak dünyanın neresi olduğunu tahmin edecek kimse olamaz. Leros’ta olmayanları sayınca aslında burasının tutkunlarının tercih nedeni de kendiliğinden ortaya çıkıyor. Leros ondan yeni bir şeyler bekleyenlerin değil, hiçbir şey olmayan zamanların arayışında olanların tercihi oluyor. Leros’ta gerçekten neler olduğunu sayınca cazibesinin nereden kaynaklandığı da anlaşılacaktır. Leros’ta birbirine birkaç kilometre uzaklıktaki beş mahallenin her biri kendine has özelliklere sahip.

Panteli

Adanın doğusunda ve kuzey rüzgârlarına kapalı olduğu için özellikle Türkiye’den gelen yatçıların gözde koyu. Küçük bir balıkçı barınağı ve belli sayıda tonoza bağlanma imkânı sunuyor. Yoğun günlerde koydaki yat sayısı yetmişi buluyor. Gördüğü rağbetin bir sebebi de sahilde birbiri ardına dizili tavernalar. Apostolis Psaropoula, To Pirofani, Zorbas… 

İster öğlen ister akşam yemeğinde gidilebilecek iyi mutfaklar. Herhangi bir Ege adasını andıran ve her zaman hareketli olup plajı kalabalık olabilen adadaki tek nokta. Hatta birkaç butik bile var. Hangi tavernayı tercih edeceğiniz size kalmış çünkü mönüleri farklılaşsa da standartları birbirine denk ve iyi. Ürünler hep taze ve lezzetli. Aslında Leros’a dair ilk söylenmesi gereken gastronomi çıtasının yüksekliği. 

Adı çok duyulan, milyonlarca ziyaretçi çeken o ünlü turizm merkezlerinin hiçbirinde rastlanmayan çeşitliliğe sahip bir mutfağı var. Bu özelliğin iki kaynağı var. Biri adadaki organik tarım geleneği ve endemik bitki ve deniz ürünlerinin çeşitliliği; diğeri küçük bir piyasadaki her biri işinin ehli aşçıların kendi aralarındaki lezzet rekabeti. Sonuçta Leros’ta yeterince zaman geçiren herkes gastronomik bir cennete düştüğünü fark ediyor ve mutlaka ilk kez tadacağı lezzetler buluyor. 

Dolayısıyla deneyimine Panteli’den başlayanlar burada bulduklarıyla yetinmemeli. Diğer lezzet noktalarına ulaşım sağlayacak taksiler, otobüs ve her tür kiralık araç mevcut. Bunların en yakını da biraz yokuş tırmanmayı göze alanların yaya gidebileceği Dimitri o Karaflas. Koya hâkim bir irtifadan enfes günbatımı ve mehtap manzarasına karşı “derin” Leros mutfağını keşfetmeye başlamak için ideal bir işletme.

Aya Marina

Toplu taşımayla gelenlerin indiği liman Aya Marina. Çoğu kişi sadece burayı görüp dönüyor. Dönercisi, mezecisi, pizzacısı, antikacısı, butikleri, marketi, postanesi, ATM’si, eczanesi ve kafeleriyle gündelik hayattaki temel ihtiyaçların karşılandığı, genellikle sert meltem esen bir nokta. Gümrük işlemleri de burada yapılıyor. 

Adada birkaç gün geçiren herkesin mutlaka en az bir kez Aya Marina’ya gelmesinin sebebi ise bu yıl Yunanistan’ın en iyi deniz ürünleri restoranı seçilen Mylos’un burada, deniz üstünde kurulmuş bir değirmenin karşısında olması. Mylos kurucusu Takis’in balık pişirme ustalığıyla ünlendikten sonra ailenin ikinci kuşağı tarafından geliştirilen mutfağı ve kavıyla adanın ünlenmesini sağlayan işletmelerin başında geldi. 

Özellikle çiğ ve füme balık seçenekleriyle kendine has bir lezzet destanı yazıyor ve her gece tıklım tıklım doluyor. Son derece geniş içki çeşitleri bulunduran Cava Bottega herkesin uğrak noktalarından. Paradosiako pastanesi ise tam bir klasik. İyi bir kahveyle güne başlamayı kim istemez? Özellikle soğuk kahvesiyle ünlü olan çok canayakın bir işletme ise mavi cephesiyle gülümseyen Vassili’nin Via Mare’si.

Alinda

Leros’un doğusunda, Aya Marina’nın girişini tuttuğu koyun iç kısmı Alinda. Denizde kaba dalgalar ve rüzgâr olduğunda bu koyun sonuna doğru gidildikçe mutlaka sakin ve durgun deniz bulmak mümkün oluyor. Zaten adada her yerden denize girmek mümkün. Hiçbir zaman Panteli kadar kalabalık olmadığı gibi sahil boyu birçok iyi restoran, taverna, küçük otel, bungalow ve alargada tekne bırakmaya uygun yer var. 

Diğer adalardaki gibi dar sokaklar ve dik yokuşlarda dolaşmak gerekmiyor, hayat sahilde düzayak sürüyor. Kiralık evlerin çoğu da burada. Son yıllarda dört küçük sevimli evden oluşan Mydonosia özellikle rağbet görüyor. Normal otel hayatını tercih edenler için Alinda Otel ve tek dört yıldızlı tesis olan Chritonis Paradise tertemiz, bakımlı, şirin işletmeler. Hepsinin önünden kıyı yolu geçiyor. 

Yolla deniz arasındaki dar ve küçük çakıllı bir plaj şeridi herkese açık. Otelin şezlongları, sandalyeleri ve masaları da serbestçe kullanılabiliyor. İsteyenlere yeme-içme servisi yapılıyor. Tseikon, Argo, To Steki… Hepsi denenebilir nitelikte. Alinda’nın diğerlerinden bir adım öne çıkan mutfağı ise Prima Aneplora. 

Balık lokantası olmasına karşın özellikle fırında tavşan ve keçi bir numara. Halen koyun dibinde yeni bir marina inşaatı sürüyor. Daha da ilerleyip yolun doğal akışı takip edildiğinde Zephyros Beach’e ulaşılıyor. Özellikle gençlerin tercihi burası, mutfağı da onlara göre.

Lakki

Leros’un başkenti ve asıl büyük limanı aslında Lakki. Doğal bir liman, küçük bir içdeniz. Suyu her zaman sakin, iki marina ve büyük gemilerin yanaşma yeri burada hizmet veriyor. İlk bakışta 1950’lerin İtalya’sına geldiğinizi zannedebilirsiniz. Bunun sebebi yakın tarihe dayanıyor. Leros, 1923 Lozan Barış Antlaşması’nın 15’inci maddesine göre Türkiye’nin İtalya yararına üzerindeki bütün haklarından ve sıfatlarından vazgeçtiği on iki adadan biri. 

Adalar Osmanlı Devleti tarafından 1910’larda kaybedilmiş, o zamandan beri İtalyan işgali altındaydı. Mussolini Lakki’yi bir prototip olarak gördüğünden burada modern bir İtalyan kasabası inşa edilmiş durumda. Bu bakımdan bir modern mimari müzesi gibi gezilebiliyor. Lakki 2. Dünya Savaşı’nda savaşan donanmalar için jeostratejik öneme sahip olduğundan hayati bir rol oynamış. 1943’ün Eylül ayında İtalya teslim olunca, 

Almanya duruma seyirci kalmak istemeyip adayı kontrolünde tutmak için özel birliklerle bir harekat düzenlemiş. 8 Eylül-22 Kasım 1943 arasında buradaki çarpışmalar çok kanlı geçmiş. Alman ve İngiliz kuvvetleri Lakki için birbirini yemiş. O günlerin tanığı olan Lakki’de kayalara oyulmuş tünel ve yeraltı sığınağı günümüzde Savaş Müzesi olarak hizmet veriyor. Adanın dağlarında ise Marconi’nin icadı olan dev bir yapay kulak var. Bu yapı adaya gelen uçakların yönünü erkenden saptamak için kullanılmış. 

Adanın Yunanistan’a geçmesi ise 1949’u bulmuş. Lakki’deki düzayak sokaklar arasında Lyxnari bir çiftin işlettiği yerel yemekler yapan bir lezzet durağı. Evros Marina’nın içinde hizmet veren Skipper’s ise gündüzleri bir kafe akşamları şahane bir restoran, geceleri ise bar oluyor. Onca Leros restoranına rağmen birçok ada sakininin tercih ettiği bir mutfağı var. 

Yıllarca Panteli’nin en ünlü tavarnası olarak anıldıktan sonra Lakki’ye taşınan El Greco, et tercih edenler için Persiana ve Petrino ise diğer lezzet noktaları. Hem plaj hem yeme içme kalitesi iyi olsun diyenler ise Lime Beach Bar’ı deneyebilir. Sinema’nın karşısındaki Cava Anousis’de geniş içki seçenekleri, Mpakaliko’da gurme şarküteri urunleri bulunuyor. Mpakaliko kahvaltı için de harika. Kıyıdaki kafeler de güzel omletler yapıyor. Tekne ve Denizcilik malzemeleri tedariki için de Lakki en uygun yer. Bir büyük deniz marketi bir oltacı ve Artemis’in mağazası burada bulunuyor.

Platanos

Adada hayat ana karadaki gibi sürmüyor. Kimi kaynaklar zaman zaman sınırlı olabiliyor. Musluk suyu genellikle biraz tuzlu akıyor. Çöpler merkezi istasyonlara atılıyor. Geri dönüşüm konteynerleri sıkça kullanılıyor. Bu arada bütün günü dışarıda geçiren adanın yerlileri yolunu mutlaka Platanos’tan geçiriyor. Çünkü bu küçük ve sevimli meydan adanın idari merkezi. Kütüphane, noter, belediye burada. Ayrıca asırlık çınar altında kahve içebileceğiniz bir kafe, kaldırım üstünde mangal yapan bir amca ve bu yıl açılıp akşamları tam bir buluşma yeri olan Mahalla da bu meydanda.

Bir Leros ritüeli ise akşam yemeğinden önce aperatif almak için iki koya birden hâkim olan adanın en tepe noktasındaki değirmenlerden birinde kurulu Haris Bar’a uğramak. Manzara gerçekten “Neredeyim ben?” dedirtiyor. Haris Bar’ın tapas’ları da akşam yemeğini atlatacak kadar lezzetli. O noktaya ulaşmanın yolu da Platanos’dan geçiyor. “Castle” yazan okları takip etmek ve biraz sabırlı olmak yeterli.

Sadece Leros’ta!

Bu beş semt dışında kuzeyde Blefoutis, güneyde Xirokampos koyları denize girmek için ideal. Kuzeyden esince güneye, tersi olunca kuzeye gitmek yeterli. Google Map’de görünen ıssız plajlar ise tesissiz, şezlongsuz, şemsiyesiz ama vahşi doğa sevenler için her an keşfedilebilir durumda. Çok küçük bir yerleşim olan Drimonas’taki Sotos Ouzeri ise ayrıca anmaya değer. 

Yolun bittiği noktada, çevresi bomboş bir sahil balıkçısı ama emsalsiz bir kabuklular şöleni yaşatıyor ve enfes orfoz souvlaki yapıyor. Klasik otomobiller, motosikletler ve scooter’lar da Leros’ta sıra dışı sıklıkta göze çarpıyor. 1950’li yılların tasarımlarının kalıcılığını kanıtlayan vintage araçlar, orijinal tasarımları ve benzersiz retro stilleriyle adanın başka bir zenginliğini yansıtıyor. Belli günlerde garajlardan çıkıp topluca sergilenen klasiklerin yanında enkaz halinde ya da gıcır gıcır yenilenmiş birçok örnek görmek mümkün.

Adanın doğal ortamlarında keçiboynuzu, zeytin, sakız, badem, limon, guava ve birçoğu endemik özellik taşıyan ağaç ve bitkilerden oluşan bir flora var. Ada ayrıca demirotu, adaçayı, nane, kekik, kuşkonmaz ve patiska çalıları gibi yabani bitkilerle dolu ve keklikler, yabani tavşanlar ve her türlü göçmen kuşa da yaşam alanı sunuyor. Doğayla fazla samimi olursanız tarlafaresi ve karayılan gibi sevimli dostlarla da tanışabilirsiniz.

Halen geleneksel tarım ve balıkçılık yapılan adanın başlıca ekonomik faaliyeti. Verimli ama sınırlı vadilerde üretilenler de baştan beri adı geçen lokantalarda tüketiliyor. Sonuçta Türk yatçıların ilgisiyle gelişen mütevazi turizm sektörü, Leros’un otantik çekiciliğine katkıda bulunuyor ve adayı Ege’nin yeni yıldızı yapıyor. Tabii ki sadece bir adanan hiçbir şey beklemeyenler için. Çünkü hiçbir şey olmayan yer bulmak giderek imkansız hâle gelirken öyle bir yer arayanların sayısı da artıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazı Konu Başlıkları

Online Keşife Bültene Abone ol

Güncel Konular

Sıcak Denizden Gelir
Küresel ısınmanın denizlere oldukça geniş kapsamlı etkileri oluyor ve çeşitli…
Schengen Vizesi Almak İçin...
Schengen vizesi, Avrupa’nın Schengen Bölgesi’nde seyahat etmek, çalışmak ya da…
Paris’in Altında Ne Var?
Bu yılın en çok ses getiren filmlerinden biri Xavier Gens’in…
Leros’ta Ne Var?
Güney Ege’de küçük ve ücra bir Yunan adası olan Leros,…
Yüz Yıl Önce Bir...
Günümüzden yüz yıl önceki 1924 Olimpiyatları yine Paris’teydi. Resmen kuruluşu…

Dilediğiniz Makaleyi Bulun...

Online Keşif'teki çerezler hakkında?

Bu site, cihazınızda bilgi depolamak için çerezler kullanır – bazıları sitemizin çalışması için gereklidir, diğerleri ise siteyi ve reklamlarımızı geliştirmemize yardımcı olur, ancak siz izin vermedikçe gerekli olmayan çerezleri ayarlamayacağız.

Tercihlerinizde istediğiniz zaman değişiklik yapabilirsiniz.